Söz verdik Reise; Ataşehir Tek Kale!
   
  ..::Ataşehir Ülkü Ocakları Web Sitesi::..
  Neden TURAN?
 

Neden TURAN

Geçmis dönemin hikayecilerden, Istiklal Savasi' nin manevi mimarlarindan Ömer Seyfettin Bey, "Turan Devleti" isimli eserinin girisinde "Bir Millet tabii hudutlari daglar ve irmaklar degildir. Istinat ettigi milliyet lisani ve dini sinirlaridir." demektir. Bu da, onun dünyanin neresinde olursa olsun tek bir Müslüman Türk insanin mevcudiyetinin var oldugu yerin "Türk Devlet Sinirlari" içine alinmasi gerektigi görüsünün ifadesini yansitmaktadir. Iste bu milli görüs mefkure olan "Turan Devleti' ni ifade eder.

"Turan" kelimesi kavram olarak "Türklerin yasadigi ve hakim oldugu saha ile cografya, yani kisacasi Türk Yurdu, Türk Vatani, Türk Ülkesi demektir. Türklerin bir gün gelecek bu birligi saglamada tereddüt etmeyecekleri inancindayiz. Davamiz istila devleti hüviyetinde degildir. Zamaninda hakim ruhun idamesidir. Bu inanç çok eskilere dayanip, hala daha da devam etmektedir.
Türk Milletini kendine düsman addeden bati, onu mahvetmeyide her zaman istemis ve düsünmüs ve hatta aleyhinde beyanatlar vermistir. Bu beyanatlardan ve söyledigi sözlerden bir kaçini örnek verelim:

Ingiliz Devlet eski baskani Churcill, Avam Kamarasi' nda (Demokrat degil, Aristokrat ve muhafazakar bir millet. Ada milletleri genellikle muhafazakardir) yapmis oldugu bir toplantida (1932) milletine ve temsilcilerine su beyanati vermektedir.:

"Sayin Ingiliz kraliyet ailesi, Lordlar ve mebuslar. Bugün sizlere ebedi bir düsman ve onu imha politikasindan bahsedecegim. Bu düsman Türkler' dir. Nasil ki atalarimiz Amerika Kitasi' na gidip, oradaki yerli kabileleri kiyima tabi tuttular ve onlari imha ettilerse, bizler de bugün Asya' nin beyaz Kizilderelileri olan Türkleri öyle imha etmeli, kalanlari ise sürüp, geldikleri doguya, Asya' ya atmaliyiz. Ege' de uzun zamandan beri düsünülen medeniyetimizin menbasi ve Avrupa soyunun babasi Yunanlilarin hülyasini gerçeklestirmeli, yeniden bu topraklarda hakimiyetlerini saglamiliyiz.

Dünyanin incisi durumunda olan ve jeopolitik yönden büyük öneme sahip Bogazlarin Türkler' in elinde bulunmasinda, dindaslarimiz yunanlilarin elinde bulunmasi çok büyük rahatliklara ve faydalara sebep olacaktir. Dünya hakimi olma yolunda hareket eden Ruslar belki bizim için engel teskil edecektir. Onlar da bogazlari istemektir. Türkler' e karsi geçecekleri herhangi bir saldirida Ruslari durdurmanin yollari, o anda Türkler' e yardimla mümkündür. Fakat su halde Türkler' i güç ve agirlik olarak yüz grama çikarmamali, elli grama ise hiç düsürmemeliyiz. Biraz kuruyunca sulamak, biraz yeserince budamak icap kitaplari olan Kur' an' i almakla mümkündür. Eger Türkler' in elinden Kur' an' i alamassaniz, onlari mümkün degil yenemessiniz. Öyleyse simdiden Türkiye' ye karsi dinsizlik silahlarini çevirerek, onlari en hassas imanli kalplerinden vurmaya hazir oluruz."

Uzun bir zaman içinde yayildigi dünya üzerinde gittikçe büyüyen, gelisen, yesererek, dal budak salan insanimizin; geleceginin teminat altina alinmasi, milli bir hedefe yönelmekle mümkündür. Her milletin böyle bir hedefi oldugunu bilmemek, ögrenmemek çok büyük zarar olur. Bakiniz Israil Parlementosu' nda milletvekillerinin karsisinda nasil bir yazi yazilidir.

"Bizim sinirlarimiz Firat ve Dicle' nin dogdugu yerden baslar, Sattü' l Arap' da (Birlesik Arap Suyu) biter."
Ermeniler ise geçtigimiz asrin baslarinda Ruslarin isaretiyle baslatmis olduklari Türk Islam kiyimi sirasinda Tiflis' te su beyanati veriyorlar:

"Er geç büyük Ermenistan kurulacaktir. Bu Ermenistan' nin baskenti Garin (Erzurum) olacaktir."
Ülkemizi bölmek, parçalamak ve daha sonra bu parçalari kolayca yutmak için kararlar alan ve veren Ruslar ise 1879 lerin baslarinda su tarihi karari alirlar:

"Erivan' da kurulmasi düsünülen Kürdoloji Ensitüsü' nün bir an önce faaliyete geçerek, tarihi misyon görevini en iyi sekilde bitirmesi lazimdir. Çünkü artik hastalanmaya yüz tutan Osmanli' nin sonu gelmistir. Can vermektedir, bu cani Rusya' nin kollarinda vermeli, Rusya sicak denizlere inebilmek için ya bogazlari veya Anadolu' yu tez elden geçirmelidir. Suni Kürtçülük kisirtmalarinin ajanlar ve casuslar vasitasiyla hizlandirilmasi icap ediyor. Küçük bir anlik kayip, Ruslarin tarihi emellerinin sönmesine hayallerinin kaybolmasina sebep olabilir."

Simdi bunlari okuyarak, hangi vicdan sahibi Müslüman Türk insani kucaklasmasi gereken Milli Ülkümüzü karsisina almak ister: Böyle bir ülkünün haksiz oldugunu ifade edebilir. Öyleyse bu Milli Ülkü' yü kucaklamak ve gelecege saglam ve güven içinde yürümek için öngörülen esaslar ile varligimizin teminatinin buna bagli oldugunu esas kabul etmek gerekir.

Dünyanin neresinde bir Müslüman Türk varsa onu kucaklamak bir felsefe isidir. Bütün devletlerin çizdigi bir istikbal programi varken, bizim kendimiz için çizilen programimizi reddetmemiz niye? Onun için "Turan" bir akim, "Turancilik" bir milli ülküdür. Bir Türk Islam birliginin tesekkülünü saglama metodu ve yoludur. Yunan, Iran, Misir, Ispanya; Italya, Ingiltere, Israil ve hatta emperyalizmin temsilcisi ABD böyle uzun vadeli bir plani öngörürken bizim içimizde gelecegi teminat altina alma programina karsi çikis neyedir? Karsi çikis bati tarafindan ajanlar, provakatörler ve kalemsörler vasitasiyla gerçeklestirilmektedir. Bu gerçekleri bilerek, ,insanimizin baskalarina degil, kendi vatanini, milletini sevmede yeterlilik gösterse fikir bakimindan yüce, mana bakimindan derin yetiskin insanlarina güvenmesi ve inanmasi icap eder.

Türkiye' de, Azerbaycan' da, Türkistan' da, Kirgizistan' da, Buhara' da, Kasgar' da sözün kisasi nerede olursa olsun Müslüman Türk' ün birbirini kucaklamasi ve sevmesi isidir, "Turan".Ilmen uzagi gören yazarimiz Ömer seyfettin Bey "insan hak ve hürriyetlerinin ayaklar altinda ezildigi bir sistem çökmeye mahkumdur" derken yazmis oldugu bir siirinde:

"Moskof' un ülkesi viran olacak, Türkiye büyüyüp "Turan" olacak" demekle, gelecegin bizim olacagi müjdesini vermistir.Suanda ki Türk devletlerinin ve milletlerinin hayatlarina, yasayislarina, iktisadi gelir ve hayat seviyelerine bakiniz. Gözleri yasartacak bir manzara görünüyor. Uzun vadeli sömürülen yeralti ve yerüstü kaynaklari kurutulan bir cografya, aç, susuz, yorgun ve hürriyete hasret mahvedilmis bir toplum, geriye birakilmis oluyor. Bunlar yetmemis gibi emperyalistin kiskacina düsmeme savasi veriyor.

Hiristiyan bati istese de, istemese de Türkiye er geç büyüyüp "Turan" ülküsünü gerçeklestirecektir. Bütün Müslüman Türkler' i bir bayrak altinda toplama ülküsü "Büyük Turan" bayragi açilmis ve suurlu olanlar bu bayragin davetine imanli gönüllerini seferber etmeye baslamislardir.

"Turan" fikrini hor görmek kendine, varligina ve milliyetine ters düsmektir. Böylelerinin baskalarinin emirkari oldugunu, onlar adina hareket ettigini, netice itibariyla yaptigi ihanetlerden düsmanlarin faydalanacagi gerçegini kabul buyurmalidir.

Ey Genç Müslüman Türk Insan! Eger sen kendine dünya üzerinde bir hedef seçmezsen, acaba senin boslugunu, senin almadigin ve talep etmedigin yerini kim doldurur? Sen ne olursun? Sen nerede yasar, nerede ölürsün? Onun için aklini basina devsirmelisin. Senin huzur ve ahenk içinde kiyamete kadar baki yasayacak Müslüman Türk insaninin gelecegini teminat alma gibi ulvi bir görevin oldugunu unutmaman icap eder.

Kesin karar ve Sonuç sudur. Müslüman Türk insani bati eli ile hirpalanip, bitkin düsürülerek, bir gün gelip helak edilmek istenilmektedir. Onun için bizimle ilgili olup, bize ait olanlar ile bagimizi kesmek suretiyle, bizi, kendinde olmayan, insan tipi haline getirip, kolayca öldürme düsüncesinden kaynaklanmaktadir.

Su asli gerçekte göz önünde bulundurulmalidir. Vatan, Asker, Polis, Ögretmen aleyhtarligi yapilan bir memleket, bir ülke bitirilmis demektir. Geçtigimiz devrede Sovyetler eliyle bu hale de sürüklendik. Ama Rusya yikilinca rahat bir nefes aldik. Bugün devlet, millet alehtarligi büyük boyutlarda degilse bile, sinsi bir uykudadir. Bunu da asla unutmmak gerekir.

Milletler arasi gerek soguk, gerek sicak harp sosyal bir kurumdur. Ilim ve fen ne kadar ilerlerse ilerlesin milletler ve yine milletlerden tesekkül eden zümreler sosyal hayatlarini sürdürdükçe, esas yapilari olan büyümek ve yayilmak arzusu da yasayacak ve bunun neticesi olarak savasta yasatan ve kuvvet veren bir messese halinde payidar olacaktir.

Savasin malzemesi eskiden insandi. Simdi yerini teknik ve endüstriyel silahlar aldi. Eskisi gibi karsi karsiya muharebe usullleri yavas yavas kaybolmaya, yerini kitlesel öldürücü silahlar almaya basladi. Böyle bir zamanda düsmanin silahina karsi koyacak silahlari da imal etmezsek basimizin büyük belalara griftar olacagi gerçegini de gözlerden uzak tutmamak gerekir.

Dava büyük, yasama ve yasatma arzusu ondan daha büyük olmalidir. Bizim davamizin varligini bilen düsmanlarin, buna firsat vermemek için gözlerini üzerlerimize çevirdiklerimizi ve her an saldiriya geçmek üzere hazir beklediklerini, firsat bulunca bekleyen hain ve sinsi düsmanlarin hemen ortaya atilacagini ve pastadan arslan payi almaya kalkisacaklarini, sayisinin çok olacagini da unutmamak lazimdir.

Biz istesek de istemesek de, düsmanlarimizin istedigi bir anda onlar ile savasmak zarureti hasil olabilir. Bizim savasi istememeiz savasi durdurmaz. Öyleyse yarina her bakimdan hazirlikli, dava eri ve bütünlesmis, imanindan, Allah ve resulünün sevgisinden sonra "Turan Ülküsü" nü gönlünde taht kurdurmuslarin eliyle gelecegin teminat altin alinacagi gerçegini benimsemek, istikbale saglam ve güven içinde yürümek dilegimiz olmalidir.

Mehmet Akif' in bir siirinin iki misrasi:
"Sahipsiz memleketin batmasi haktir, Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktir."

Kaynak: Ülkücünün El Kitabi, Enver Yasarbas
Sayfa:117 - 123

 
  Bugün 7 ziyaretçi (8 klik) kişi burdaydı!  
 



Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?

Ücretsiz kaydol