Söz verdik Reise; Ataşehir Tek Kale!
   
  ..::Ataşehir Ülkü Ocakları Web Sitesi::..
  KAZAKISTAN
 

KAZAKISTAN

Kazaklar tahminen XV. Yy'da geniş bozkırlarda göç eden Türk kavimlerinin bakiyelerinin bir araya gelmesi, Sibir kavimleri ile Moğolların da bir kısmını içine alarak meydana getirdiği bir Türk kavmidir. Kazak adı "hür, serbest, bekâr, merd, yiğit ve cesur" mânâsına gelir.

Kazak sözcüğüne XI. yy'dan sonraki Türkçe tarih kayıtlarında rastlanılmaktadır. Kazaklardan söz eden ilk metin ise 1534 tarihinde Rusça olarak yazılmıştır. Görünüş olarak Moğol coğrafi ırkının özelliklerini taşıyan Kazaklar "Altın Ordu" devletinin egemenliği altında yaşayan Kıpçak oymaklarından meydana gelmişlerdir.

Tarih sahnesine 15. yy'da giren Kazaklar, 15-16. yy'larda komşu devletlerin iç ve dış sorunlarından yararlanarak Hazar Denizi'nin doğusu ile Aral Gölünün kuzeyinde kalan topraklardan, İrtiş İrmağının yukarı kesimlerine ve Altay Dağlarının batısına kadar uzanan bölgede Kazak Hanlığı olarak bilinen büyük bir imparatorluk kurdular. İki bin atlıdan oluşan savaş güçleriyle Burunduk Han ve onu takip eden Kasım Han döneminde, 30 yıl gibi kısa bir zamanda bütün step bölgesine egemen olan Kazaklar bütün komşularının çekindiği bir güç haline geldi.

Türkler, M.Ö. 1. yy. Sonlarından beri bu günkü Kazakistan topraklarında yaşamaktadır. 6.-8. yy'larda Türk Hanlığı'nın, 10-12. yy'larda Karahanlılar'ın, 13.yy'lın sonlarından itibaren de Altın Ordu'nun bir parçası olarak yarı bağımsız bir yönetimle Türkler'in hakimiyetinde kalan Kazakistan. 16.yy'da Burunduk Han ve Kasım Han'ın idaresine girmiştir. Göçebe bir imparatorluk olan Kazak Hanlığı, Kasım Han'ın ölmesinden sonra yerine geçen Mamaş ve onu takip eden Tagir ve Buydaş Han döneminde zayıflamaya başladı. 17.yy'dan sonra iç karışıklığa düştüler. Kalmuklular bu devirde Kazakistan'a saldırdı ve Kazak - Kalmuk mücadelesi yüzyıllarca sürdü. Kazaklar 18. yy'da, Ulu Cüz, Orta Cüz, Kişi Cüz olmak üzere ikiye ayrıldı. Ordaların kurulmasından sonra "Sultan" ismi verilen oymak başları ve oymakları oluşturan boyları yöneten "Bey" ve "Batır"lar, başına buyruk güçler haline geldi.

Han'ın komuta ettiği 200 bin atlıdan oluşan ordu, Sultanların, Beylerin ve Batırların gönderdiği kuvvetlerden oluşuyordu. Sultanlar, Beyler ve Batırlar arasındaki çekişmeler Hanlık ordusunun varlığını sarsmaya başlayınca, 1538 yılında Han olan, Kasım Hanoğullarından, Hak Nazar Han tarafından, büyük güçlüklerle de olsa üç ordu yeniden birleştirildi.

Kazaklar bundan sonra tekrar güçlenen orduları sayesinde Maveraünnehir bölgesine sürekli akınlar düzenlemeye başladılar. Bu akınlar 1586-98 yıllarında Kazak Hanı olan Tevkel Han zamanına kadar sürdü. Bu arada Kazaklar Semerkant'ı bir süre işgal etti.

17. yy. Ortalarına doğru Kazaklar iç çekişmeler nedeniyle toprak kaybetmeye başladılar. 1680 yılında Han olan Tevkel Han büyük çaba harcayarak Kazak oymaklarını tek bir federasyon çatısı altında birleştirmeyi başardı ise de Tevkel Han'dan sonra, komşu oyrat hükümdarının kuvvetleri tarafından yapılan yağma akınları, Kazakların etkin bir direniş gösteremememleri nedeniyle büyük can ve mal kaybına sebep oldu. Oyrat akınlarının verdiği yılgınlıkla Kazaklar arasında Ruslardan yardım isteme eğilimi baş gösterdi. Bu eğilim gittikçe güçlendi. 1731'de Rusların korumasını kabul eden Küçük Orda'yı, 1740 ta Orta Orda, 1742'de Büyük Orda takip etti. Ama Ruslarla yapılan bu anlaşmalar Oyrta akınlarını durdurmaya yetmedi. 1757 yılına kadar süren Oyrat akınları Kazak Devletinin kurulmasını engellerken, Kazak kültürünün gelişmesini de olumsuz yönde etkiledi.

Kazaklar, Oyrat Devletinin Çin'deki Mançu Hükümdarları tarafından yıkılmasıyla bir beladan kurtulduk derken, bu sefer, kendilerini Oyrat topraklarının mirasçısı olarak gören Mançuların tehditleri ile karşı karşıya buldular. 1771'de Mançular, Büyük Orda'nın egemenliklerini kabul etmesini istedilersede sınırlarına çok uzak olan ve batıda kalan Kazak topraklarına etkin saldırılarda bulunamadılar.

Kazaklar, 1757 yılına kadar süren Oyrat akınları nedeniyle kuzeyden gelen Rus saldırılarına karşı da yeterli askeri güç oluşturamadılar ve bu nedenle Rusların Kazak topraklarındaki yayılışlarını önleyemediler.

Kazak topraklarındaki Rus yayılması, 18. yy. başlarında İrtiş İrmağı boyunca işgalden önce her ülkede yaptıkları gibi , bir dizi Rus kalesinin inşaa edilmesinin ardından, Ural İrmağından, İrtiş ırmağına kadar uzanan askeri yönden güçlendirilmiş bir hattın kurulmasıyla başladı.

Kazaklar üzerindeki baskılarını giderek arttıran Ruslar, 1822'de Orta Orda, 1824'de Küçük Orda ve 1848'de de Büyük Orda Hanlarını, sonuçsuz kalan bir dizi ayaklanmanın ardından tahtlarından indirerek, Kazak topraklarını bütünüyle egemenlikleri altına aldılar. Ruslar 1853'te bugünkü ismi "Kızıl Ordu" olan Ak-Mescit'i, 1854'te de bugünkü adı Alma-Ata olan Verni'yi alarak buralarda büyük kaleler kurdular.

İşgali tamamlayan Ruslar, Kazak topraklarını Uralsk, Turgay, Akmolinsk ve Semipalatinsk adı altında 4 eyalete böldüler ve buradaki Rus nüfusunun oranını yükseltmek için 19. yy'ın sonlarından başlayarak Kazakistan'ın kuzeyinde çok sayıda Rus köyü kurdular.

1893'ten 1952'ye kadar Kazakistan'a Rus göçmeni yerleştirilmiştir. 1921 yılında bozkırlarda ortaya çıkan açlık ve daha sonra göçebe Kazakların yerleşik hayata geçirildiği 1926-1939 yıllarında 1 milyon Kazak Türkü öldü. Bu sebeplerle Türkistan'da en fazla Rus, Kazakistan'da bulunmaktadır.

20 yy. başlarında Kazaklar arasında Milliyetçi hareketlerin kıpırtıları başladı. 1910 yılında çıkan ilk Kazak gazetesi olan "Aykan"nı 1913'te yayınlanmaya başlayan "Kazak" gazetesi izledi. Çarlık hükümetinin 1916 yılında, 19-43 yaşları arasında eli silah tutan bütün erkekleri yedek olarak askere alma kararına karşı çıkan Kazaklar Abdulgaffar ve Amangeldi İmanov önderliğinde ayaklandılar. Ayaklanma Rus birliklerince kanlı bir şekilde bastırıldı.

1917 Ekim devrinden sonra Alihan Bukeyhanov önderliğinde Kazak milliyetçileri, Sovyet hükümetinden tam özerklik talebinde bulundu. Aynı yıl içinde milliyetçi bir Kazak hükümeti kuruldu.

Coğrafi Konumu:

Asya ile Avrupa arasında en önemli geçiş ülkelerinden birisi olan Kazakistan doğuda Çin Halk Cumhuriyeti, güneyde Kırgızistan-Özbekistan, batıda Hazar Denizi-Türkmenistan ve kuzeyde Rusya ile sınırdaştır. Yüzölçümü bakımından BDT ülkeleri arasında 2. ve nüfus bakımından ise 4. büyüklükte olan Kazakistan Türk Cumhuriyetleri içerisinde en büyük coğrafi saha (2.717.300 km2) ve nüfusa (16.646.000) sahiptir. 46-87 doğu ve 40-56 kuzeybatı enlemi üzerinde bulunan ülke kuzeyden güneye 2.000 km., batıdan doğuya 3.000 km dir. Başkent ülkenin doğusunda yerleşmiş olan Alma-Ata'dır. 1929 yılında başkent olan Alma-Ata'nın nüfusu yaklaşık 1.200.000 kişi civarındadır. Eski başkent bugün Rusya Federasyon u içerisinde kalan Orenburg'dur. Yeni kurulmuş bir şehir olan başmkent Alma-Ata elma bahçeleri, geniş yolları, dev hükümet binası, geniş meydanları ve kış sporları tesisleriyle ünlüdür. Ülkenin diğer şehirlerinin başlıcaları şunlardır: Karaganda (maden), Çimkent, Petropavlovsk (Kızılyar), Semipalatinsk, Baykonur (uzay araştırmaları).

Üzerinde 16.646 kişinin yaşadığı Kazakistan topraklarının yaklaşık yarısı platolar, tepelik ovalar, beşte biri dağlarla kaplıdır. Ülkenin batı ve güneybatı kesimlerine egemen olan Hazar Denizi'nin güneyinde Üstyurd yaylası, Mangışlak yarımadasında ise Karadağ ve Akdağ uzanır. Daha doğudaki Ural platosu ile Mugadjar tepeleri, Hazar'ı Turan ovasından ayırır.

Güneyde Aral Gölü yer alır. Kazakistan'ın kuzeyinde bulunan büyük ve küçük Barsuki çölleriyle, orta kesimlerdeki Karakum çölü ve güneydeki Kızılkum Çölü günümüzde kurumuş olan ırmakların yüzyıllar boyunca taşımış oldukları kumlardan oluşmuştur. Orta kesimde, tuz göllerinin yer aldığı birçok çöküntüye rastlanır.

Ülkenin batı kesiminde Uludağ, doğu kesiminde ise Cengiz Dağları uzanır. Altay dağ sisteminin uzantıları olan Tigirek, Listvyaga, Holzun sıradağları doğudan, Kazakistan sınırlarına girerken, Narum Kolbin sisteminin uzantısı olan Tarbagatay Sıradağları Kazakistan'a güneyden, Çungarya aladağları ise Balkaş gölünün güneyinden Kazakistan sınırları içine girer. Kırgızistan sınırında yükselen Tanrı dağlarının kuzey batısında Çu-ili Dağları uzanır.

Kazakistan'da 7 bini aşkın akarsu vardır. Bu ırmakların çoğu yazları kurur. Ülkeyi baştan başa geçerek Kuzey Buz Denizine dökülen baçlıca ırmaklar şunlardır: İşim, İrtiş ve Tobol.

Ülke tarımında çok önemli bir yeri olan Seyhun ırmağının üzerinde sulama ve taşkın önleme amacıyla inşaa edilmiş birçok baraj yer alır. Ural ırmağı çok sayıda gölün yer aldığı geniş bir vadi boyunca akar durur. Kazakistan'da 44 bin kadar göl bulunur. Kurumayan büyük göllerin başlıcaları şunlardır: Aral, Balkaş, Zaysan, Alakol, Tengiz ve Selelitengiz .

 
  Bugün 11 ziyaretçi (13 klik) kişi burdaydı!  
 



Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?

Ücretsiz kaydol